Ana içeriğe atla
Harry Potter serisinde bahsi geçen iksirler
   
1-Amortentia
  En baba aşk iksiri dedik çünkü her ne kadar Hogwarts’ta yasak olsa da Weasley Kardeşler aşk iksiri satıyorlardı fakat bu merdiven altı işlerin hiçbirisi adam akıllı işe yarayan şeyler değildi. Amortentia, karışımı hazırlayan kişiye, karışımı içen kişinin bir çeşit takıntı derecesinde ilgi duymasına neden oluyordu. Mesela Harry için hazırlanan iksiri çikolatalarla Ron gömdüğünde nasıl sarhoş olduğunu hatırlıyor musunuz?
“Sanırım ona aşık oldum…
… sence, benim varlığımdan haberi var mı?”
– Harry Potter ve Melez Prens
Elbette Harry Potter ve Melez Prens‘te, Profesör Slughorn’un meşhur derslerinden birinde, Amortentia yapıldı. İksirin bir önemli özelliği koklayan herkese farklı 3 koku yayması. Bu üç ayrı koku kişiden kişiye değişmekte ve o kişinin en sevdiği şeyleri hatırlatmakta. Az evvel lafı geçen derste yapılan iksiri Hermione koklamış ve yeni kesilmiş taze çimen, yeni parşömen kokusu aldığını söylemişti. Üçüncüyü söyleyemeden kızarmış ve araya Slughorn girmişti. Kitapta bu şekilde verilirken filmlerde üçüncü kokunun bir diş macunu olduğunu söylemişti. Ancak eserlerin tatlış yaratıcısı Rowling‘in açıkladığı üzere bu üçüncü koku Ron’un saçının kokusuydu. Aynı şekilde Harry’nin de burnuna gelen kokular şeker pekmezi pastası kokusu, süpürgesinin tutma yerinin kokusu ile bir çiçek kokusuydu. Bu koku Kovuk‘ta aldığı bir kokuydu ve hatta bunun Ginny‘yi süpürgesiyle uçarken izlediğinde duyduğu hanımeli kokusu olabileceği düşünülüyor.
Benim satırlarım için küçük fakat büyülü evren için çok çok büyük bir nokta ise Merope Gaunt ismindeki çok güçlü bir cadının bu iksiri muhtemelen kullanmış olması durumudur. Hikâyeyi bilmeyen bazı dostlarımızın, “Napalım, kına mı yakalım kardeşim?” dediğini duyar gibiyim. İşin aslında Merope Gaunt, Tom Riddle isimli zengin bir Muggle’a kafayı takmıştı. Geri kalan kısmı tahmin edebilirsiniz sanırım. Merope Tom’u büyüledi ve kendine aşık etti ya da öyle olduğunu sandı. Gerçek aşkın asla ve asla büyüyle, iksirle tozla çapakla oluşturulamayacağını bilmeyen Merope iksirin etkisi geçmeden bir de çocuğa sahip oldu. Bu çocuk büyü dünyasını yerinden oynatacak olan ve sonraları Lord Voldemort olarak anılacak olan çocuktan başkası değildi.

2-Veritaserum
Gizli sırların havada uçuştuğu, acayip sıkı eğitimden geçirildikleri için hiçbir işkencenin fayda etmediği süper ajanların o sırları dökmesi için doğruluk serumu diye sihirli bir sıvı kullanıldığını mutlaka görmüşsünüzdür. Adamın vücudunda olmadık her yeri çekiştirirler, etini mıncırırlar ama fayda etmez, ta ki o “sihirli” sıvıyı çıkartana kadar. Bir iki yudum damlatılır, sonra bir bakmışsın o süper ajan gitmiş bir bülbül kalmış. Gerçekte böylesi bir sıvının bu kuvvette olup olmadığı ise bir muamma. Sıvının etkisi eğer mevcut ise gerçekten sihirli bir kimyasal olduğu su götürmez.
harry-potter-goblet-of-fire-movie
İksirimizin Muggle dünyasındaki emsali hakkında biraz bilgi verdikten sonra konuya dönecek olursak Veritaserum seri boyunca birçok yerde karşımıza çıkmış  bir iksir. İksirin kullanımı tamamen Sihir Bakanlığı’nın kontrolünde. İksirin en çok Profesör Snape ile alakalı ortamlarda lafının geçtiğini fark etmişsinizdir mutlaka. İlk kez Profesör Snape’in Harry’yi tehdit ettiği Harry Potter ve Ateş Kadehi‘nde karşımıza çıkıyor:
Bunun ne olduğunu biliyor musun, Potter? …
… Veritaserum – öylesine güçlü bir Hakikat İksiri ki, üç damlası bile en gizli sırlarını bütün sınıfın önünde dökmene yeter. Şimdi, bu iksirin kullanımı çok sert Bakanlık talimatlarıyla kontrol edilir. Ama eğer sen ayağını denk almazsan, bir bakarsın elim kayıvermiş hem de tam akşamları içtiğin balkabağı suyunun üstünde. İşte o zaman, Potter… işte o zaman benim odama girip girmediğini anlarız.
– Harry Potter ve Ateş Kadehi
Bu sahnede Harry’nin kendi odasından Galsamotu ve Kanguru derisi çaldığını düşünüyordu Profesör Snape. Ayrıca Çok Özlü İksir malzemeleri de kayıptı.
Aynı okul yılında serumumuz Deli-Göz Moody‘nin yerine Çok Özlü İksir kullanarak geçtiği öğrenilen Barty Crouch Jr. üzerinde de kullanılıyor.
3-Felix Felicis
Felix Felicis,diğer adıyla Sıvı Şans,ilk kez Harry Potter ve Melez Prens kitabında görülen iksirdir.6. sınıfta Profesör Slughorn tarafından Yaşayan Ölüm İçkisini başarıyla yapan Harry Potter 'a ödül olarak verilmiştir.Bir şişesi içilen gün içinde şansı arttırır,güveni yerine getirir.Aşırı kullanımında dikkatsizlik ve pervasızlık gibi yan etkileri vardır.Sınavlarda,büyük organizasyonlarda ve Quidditch'te kullanılması yasaktır.

4-Çok Özlü İksir
  İksir ile hiç alakası olmayan, ne ki bu diyen dostlarımız için kısacası bu iksir, içen kişiyi, iksirin içine katılan malzemeye göre başka bir kişiye döndürmekte. Bir nevi değişim geçiriyorsunuz. Ailemizin cadısı Hermione’nin ne kadar başarılı ve akıllı bir cadı olduğu malumunuz. Zira kendisi bu iksiri daha 12 yaşında, henüz ikinci okul yılında hazırlamayı başarmıştır. Bunu söylüyorum çünkü iksirin hazırlanışı oldukça zor ve meşakatli olmakla birlikte nice cadılar ve büyücüler bu iksiri hazırlama yolunda heba olmuştur. İçerdiği malzemeleri ıhlamur aldığınız aktarda bulmanız az biraz zor olacaktır. Hadi buldunuz diyelim, yeterli miktarları ayarlamak ayrı dert. O iş bende diyenleri görür gibiyim, madem öyle malzemeleri de hazırladınız iksirin mayalanması gerek. Mayalanma işlemi sonrasında da yaklaşık bir ay kadar kendi haline bırakıp pişmesini bekleyeceksiniz. Bu aşamalar sonrasında kılığına bürünülecek zat-ı muhteremden de bir vücut parçası, yani saç olur sakal olur, tırnak falan da olur iksirin içine atmak gerekiyor.


“Hermione’nin on iki yaşında yetkin bir Çok Özlü İksir hazırlayabilmiş olması O’nun olağanüstü sihir yeteneklerinin bir göstergesidir, zira iksiri birçok yetişkin cadı ve sihirbaz dahi hazırlamaya teşebbüs edemez.”
– J.K. Rowling

Bir önemli uyarı; bu iksir ile bir hayvana dönüşmek çok tehlikeli ve geri çevrilemez bir duruma yol açabilir. Sadece hayvan da değil, bir yaratık olmak önerilmez hatta bunun olabilitesi yok denilir. Kısacası türler arasında değişim mümkün değildir.

Bahsettiğimiz vücut parçası koyma işlemi sonrası iksirin koyu, çamurumsu hali değişir. Vücut parçasının ait olduğu kişiye göre iksirin tadı ve rengi değişmektedir. Söylenenlere göre iyi insanlardan hazırlanan iksirin tadı güzel olurken içi fesat, pis kişilerin iksirleri aynı onlar gibi leş oluyormuş.

5-Yaşayan Ölüm İçkisi
 Bu inanılmaz güçlü iksir ilk olarak Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda okuyup ayrıca izleme şansını yakaladığımız Profesör Snape’in iksir dersinde karşımıza çıktı. Hatta Harry Potter’ı kısa bir sınavdan geçirmek isteyen Profesör Snape’in ilk sorduğu sorunun (“Öğütülmüş çirişotu kökünü pelinotu demine eklersem ne elde ederim?”) cevabı olan Yaşayan Ölüm İçkisi’dir.



Efendim şimdi gelelim bu iksirin özelliğine. Harika çevirmenlerimiz, Harry Potter serisinde geçen her türlü terimi güzelim dilimize anlam kaybı olmaksızın kazandırdıkları için iksirimizin isminden yola çıkalım. Bu iksire Yaşayan Ölüm İçkisi denmesi içen kişiyi adeta ölmüşcesine bir uyku haline sokmasından gelmekte. Bu o kadar derin bir uyku ki, okulun son günü karneleri, diplomaları alıp azıcık içseniz o hep hayal ettiğiniz ‘yav şu sınavlar geçsin 3 gün uyuyacağım be abi’ temennisi 3 gün de olur 3 hafta da. Söyleyin ama eşinize dostunuza uyuduğunuzu. Maazallah öldü sanıp gömmesinler sonra.

Yaşayan Ölüm İçkisi ile bir diğer karşılaşmamız, okulun altıncı senesinde Profesör Slughorn’un iksir dersinde oldu. Hani Sıvı Şans‘ta bahsetmiştik, gözden kaçırmış olanlar için de bir tekrar edelim; Profesör Slughorn öğrencilerden bir iksiri hazırlamalarını istiyordu. Bunun karşılığında da bir şişe Felix Felicis yani şans iksiri ile mükafatlandırıyordu öğrencisini. İşte bu bahsettiğimiz hazırlanması istenen iksir Yaşayan Ölüm İçkisi. İksiri en iyi hazırlayan ve Sıvı Şans’ı elde eden de tabii ki Harry olmuştu. Hermione varken Harry ne iş diyebilirsiniz. Sonuçta biricik Hermione’miz daha ikinci sınıfta yine çok karmaşık bir iksir olan Çok Özlü İksir’i neredeyse mükemmel şekilde hazırlamış ve ne kadar iyi bir iksir ustası olduğunu herkese kanıtlamıştı. Harry’nin Melez Prens’in notlarından az biraz tavsiye alarak iksiri hazırladığını çıtlatalım. 
6-Kurtboğan iksiri ve Buz iksiri
Öncelikle çerezlik, biraz daha uyduruk addedebileceğimiz iksirimiz ile başlayalım. Ateşten Korunma İksiri aynı zamanda Buz İksiri olarak da bilinmekle birlikte adından da anlaşılabileceği üzere alevlerin arasından zarar görmeden geçebilmeyi sağlar. Aynı zamanda buz iksiri denmesinin sebebi içildiğinde verdiği histen kaynaklanmakta. İçildiği zaman içen kişide bir soğukluk ve hissizlik yaratan ve sihirle oluşturulmuş çoğu ateşin içinden geçmeyi sağlayan bu iksir ile filmlerde yolumuz kesişmedi belki ama iksirin kitapta büyük önemi var. Kitaplar ile filmler arasındaki farklarda da bahsedilen bu nokta Felsefe Taşı’nın saklandığı yeraltı mahzenine giden yolda karşılaşılan bir bulmacaydı. Alevlerin içinden geçebilmek için doğru iksiri içmek gerekiyordu. Bu iksir de tabii ki Buz İksiri’ydi.



Şimdi gelelim daha önemli olan iksirimiz Kurtboğan İksiri’ne. Bu iksirin geçmişi çok uzaklara dayanmıyor aslında. 70’li yılların sonlarına doğru Damocles isimli bir iksir ustası tarafından keşfedilen Kurtboğan İksiri, adının da ele verdiği gibi kurtadamlığın geçici bir tedavisi sayılabilir. Aslında buna tedavi değil de bir çeşit sakinleştirici tarzı ilaç desek daha doğru olacaktır zira kurtadam olmayı engellemiyor bu ilaç. Neye yarıyor bu zıkkım derseniz kişinin akli dengesini biraz olsun yatışmış halde tutmasına yardımcı oluyor. Eh, kısaca bu şekilde tanımlamak mümkün sanırım.

Öncelikle çerezlik, biraz daha uyduruk addedebileceğimiz iksirimiz ile başlayalım. Ateşten Korunma İksiri aynı zamanda Buz İksiri olarak da bilinmekle birlikte adından da anlaşılabileceği üzere alevlerin arasından zarar görmeden geçebilmeyi sağlar. Aynı zamanda buz iksiri denmesinin sebebi içildiğinde verdiği histen kaynaklanmakta. İçildiği zaman içen kişide bir soğukluk ve hissizlik yaratan ve sihirle oluşturulmuş çoğu ateşin içinden geçmeyi sağlayan bu iksir ile filmlerde yolumuz kesişmedi belki ama iksirin kitapta büyük önemi var. Kitaplar ile filmler arasındaki farklarda da bahsedilen bu nokta Felsefe Taşı’nın saklandığı yeraltı mahzenine giden yolda karşılaşılan bir bulmacaydı. Alevlerin içinden geçebilmek için doğru iksiri içmek gerekiyordu. Bu iksir de tabii ki Buz İksiri’ydi.



Şimdi gelelim daha önemli olan iksirimiz Kurtboğan İksiri’ne. Bu iksirin geçmişi çok uzaklara dayanmıyor aslında. 70’li yılların sonlarına doğru Damocles isimli bir iksir ustası tarafından keşfedilen Kurtboğan İksiri, adının da ele verdiği gibi kurtadamlığın geçici bir tedavisi sayılabilir. Aslında buna tedavi değil de bir çeşit sakinleştirici tarzı ilaç desek daha doğru olacaktır zira kurtadam olmayı engellemiyor bu ilaç. Neye yarıyor bu zıkkım derseniz kişinin akli dengesini biraz olsun yatışmış halde tutmasına yardımcı oluyor. Eh, kısaca bu şekilde tanımlamak mümkün sanırım.

Kurtboğan İksiri, en sevdiğimiz (en azından benim en sevdiğim) Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi öğretmeni Remus Lupin’in, koca yürekli Lupin’in düzenli kullanmak zorunda olduğu bir ilaç. Kendisine bu ilacı pişiren ise o zamanlar Hogwarts’taki iksir ustası Profesör Snape. Bu iksiri bulmak da hazırlamak da çok kolay işler değil elbette. Genelde kurtadama dönüşen kişiler, bir çakallık düşünürken bile göz bebeklerinde para yerine soğan cücüğü beliren insanlar. Yanlış anlaşılmasın, ayrım yapmıyorum zengin fakir diye ama kurtadamların geneli böyle işte. Yani anlayacağınız bırakın o pahalı Kurtboğan İksiri’ni satın almayı, iksirin malzemelerini bile alabilecek durumda olmuyorlar. Lupin’in Hogwarts’ta öğretmenlik işini kabul ederken Albus Dumbledore’un sunduğu en büyük olanak sürekli temin edebileceği Kurtboğan İksiri olmuştu. Lupin’de durumunu göz önünde bulundurup bu fırsatı değerlendirmişti. Keşke hep öğretmen olarak kalaydın be Remus!
7-Yaşlandırma İksiri
Kör göze parmak gibi adından yakayı ele veriyor iksirimiz marifetini. Yaşlandırma İksiri düzgün bir şekilde hazırlandıktan sonra içilen miktara bağlı olarak içen kişiyi yaşlandırıyor. Miktara bağlı olarak diyorum çünkü iksirin belli bir kitapta yazan “… bir tatlı kaşığı içtin mi 5 yıl yaşlanırsın…” gibi bir kullanma kılavuzu yok ortada. Birkaç yudumuyla onlarca yaş ilerlemek de mümkün olabilir sadece birkaç ay da.

Kullanılması ile alakalı elimizde bir bilgi mevcut ki bu hem kitaplarda okuduğumuz hem de filmde şahit olduğumuz ve alttaki görsellerle hafızalarınızı tazeleyebileceğiniz Fred ile George ikilisinin kullandıkları zaman. Onlara Quidditch maçlarının İsmet Badem’i yahut Kaan Kural’ı Lee Jordan eşlik etmekteydi. Amaç? Tabii ki efsaneler arasına girebilmek. Fred ile George ikilisinin ne kadar efendi, ne kadar kurallara bağlı kardeşler(!) olduklarını bilmeyen yoktur. Tek yapmak istedikleri doğum günlerini birkaç ay erken kutlayabilmekti oysaki.



Bahsettiğimiz olay Harry Potter ve Ateş Kadehi‘nde, daha önce şurada bilmeyen dostlarımız için detaylıca anlatmaya çalıştığımız Üçbüyücü Turnuvası‘nda, kurallar gereği 17 yaş sınırı olduğundan gerçekleşti. Turnuvaya katılmayı canı gönülden isteyen Weasley İkizleri ile kankaları Lee bir yaşlandırma iksiri kullanmaya niyetlendiler. Müdürlerin müdürü Dumbledore kuralların bozulmaması amacıyla şampiyonları seçecek olan Ateş Kadehi çevresine büyülü bir yaş çizgisi çizmişti. Bizim delikanlılar da ne akla hizmet bilinmez Dumbledore’un büyüsünü bir yaşlandırma iksiri ile alt edebileceklerini sandılar.

Sonuç? Yine hüsran, elbette. Yaş halkası zıpırları şöyle bir tokatlayıverdi! İksirin de yan etkisiyle ikisinin de suratı ak sakallarla doldu. Weasleyler’in halini gören Lee Jordan ise bu işe kalkışmaması gerektiği dersini aldı. Başka birkaç öğrenci de bu şekilde turnuvaya adını yazdırabilmek için iksiri kullandı fakat aynı şekilde ak sakallara sahip oldular.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BU PATRONUS KİMİN Tam Olarak Nedir? Profesör Lupin’in Harry’ye Azkaban Tutsağı’nda da söylediği gibi, ‘Patronus bir tür Ruh Emici-savuşturucudur – seninle Ruh Emici arasında kalkan görevi gören bir koruyucudur.’ Ayrıca ‘bir tür pozitif güçtür, Ruh Emicinin beslendiği şeylerin – umut, mutluluk, varlığını sürdürme arzusu – bir yansımasıdır, ama gerçek insanlar gibi umutsuzluk hissetmez, bu yüzden Ruh Emicilerin ona zararı dokunmaz.’ Patronus cismani olmayan ve cismani olan şeklinde iki forma sahiptir. Patronus büyücü veya cadının becerisine göre şekillenir. Her bir Patronus onu yapan büyücü ya da cadıya eşsizdir ve bazı durumlarda bir Patronusun şekil değiştirmesi mümkündür.  Harry Potter – Çatal Boynuzlu Geyik Harry çalılığın arkasından fırlayıp asasını çıkardı. ‘EXPECTO PATRONUM!’ diye haykırdı. Ve asasının ucundan biçimsiz bir pus bulutu değil, kör edici, göz kamaştırıcı, gümüşi bir hayvan fırladı. Harry gözlerini kısarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ata benziyordu. Har
1.AFFEDİLMEZ LANET:İMPERİO    İmperius Laneti , “ Imperio ” kelimesini kullanarak yapılır ve   Karanlık Sanatlar ’ın araçlarından olup   Affedilmez Lanetler den birisidir. Büyücülük dünyasındaki en kuvvetli ve şeytani büyülerdendir. Düzgün bir şekilde yapıldığında, kurbanın inanılmaz bir direnme kabiliyeti olsa bile, bu lanet kurbanı tamamen kontrol altına alır. Bu lanetin karşı konulabilir olması, Affedilmez Lanetler arasında İmperius Lanetini eşsiz yapmaktadır. Aynı zamanda, Affedilmez Lanetlerden en zararsız olanıdır. Diğer lanetlerin aksine, İmperius Laneti altında olmak kötü bir deneyim değildir; aksine, kurban sakin bir ruh haline girip tüm sorumlulukları ve endişelerinden arındığını hisseder. Yeterli yapılmış bir İmperius Laneti, laneti yapan kişiye kurban üzerinde tamamen kontrol sağlar. Kurban, yapan kişinin insan öldürme, hırsızlık ve hatta intihar gibi isteklerini yapar. Ayrıca, kontrol altındayken kurbanın yapılması istenen görevler için gereken yeteneği bulduğu görülmek
Minerva McGonagall kimdir? Hogwarts’ta eğitimine 1947 – 1954 yılları arasında başlayan McGonagall, okula ilk geldiği sene, Seçmen Şapka’nın kafasını karıştıran ender karakterlerden biri olmuştur. Harry Potter’da olduğu gibi, Minerva McGonagall’da da şapkanın karar vermesi uzun süre almıştır. Ravenclaw ve Gryffindor evleri arasında kalan Seçmen Şapka, beş buçuk dakikalık bir düşünmeden sonra McGonagall’ı Gryffindor’a atamıştır. Hogwarts’tan mezun olduktan sonra Sihir Bakanlığı’nda göreve başlayan Minerva McGonagall, iki yıl boyunca burada çalıştıktan sonra, Hogwarts’a dönerek göreve başlamıştır. Hogwarts’ta Gryffindor Evi’nin başında görev yapan Minerva McGonagall aynı zamanda şekil değiştirme dersleri olan Transfigurasyon sınıfında da eğitim vermiştir. Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın bir üyesi olan McGonagall, Hogwarts’ı ilgilendiren tüm savaşlarda çok aktif rol almıştır. 1995 yılında Dolores Umbridge’e karşı çıkması ile başlayan mücadeleleri, en son Hogwarts Savaşı’nda, Lord Voldemor